dodimus
Mesaj Sayısı : 26 Yaş : 54 Nerden : ankara Kayıt tarihi : 24/08/08
| Konu: kızıma Paz Ağus. 31, 2008 8:10 pm | |
| “Sevgili kızım, tebrikler! Uzun zamandır para biriktirip aldığın otomobilini bugün teslim alıyorsun ve yaşamında ilk kez direksiyon başına geçiyorsun. Bu an benim için çok önemli. Çünkü evlenip de kendi aileni kuracağın zamana değin bu hafta en az onun denli büyük bir sorumluluk yüklenmektesin.“O ışık saçan makinen geldiğinde, sen çağdaş uygarlığımızın en olağanüstü şeylerinden birinin sahibi olacaksın: Köle, cin, sihirli çizmeler ve uçan halı tek bir bütün biçimine getirilmiş ve aynı zamanda senin kendi kişiliğinin, beyninin, kaslarının ve reflekslerinin bir uzantısı olan bir şey. Kendine zaman çizelgelerinden bağımsızlığı, açık yolun özgürlüğünü ve canın ne zaman, nereye gitmek isterse gidebilme rahatlığını satın aldın.“Ancak şunu asla unutma: Direksiyonun başına geçen kişinin yanılabilirliği kaçınılmazdır ve şimdi o kişi sensin. Anahtar sözcük, ‘Yanılabilirlik’, ölümlü insanların eğilimi olan her türlü zayıflığı kapsar. İçkili otomobil kullanmanın tehlikeleri hep vurgulanır ancak tümüyle ayıkken bile bir anlık ihmal, uykulu olmak ya da dikkat dağınıklığı da aynı sonucu verebilir. Artık kendi yaşamını başkalarının ellerine teslim etmeyeceksin ve bunun için seviniyorum. Ancak bu andan sonra onu kendi ellerine alıyor olacaksın.“Otomobilinin kullanımı ile ilgili her şey, işleyişi, karayolları yasasının emredici kuralları, kendini ve makineni yolda nasıl yöneteceğin sana öğretilmiş olacak. Fakat başka şeyler de var; ahlaksal, felsefi, mekanik kurallar ve bana öyle geliyor ki bunlardan bir tanesi insanın hayvansal doğasıdır. “Sana hizmet edecek olan bu makinenin efendisi sensin ve o tümüyle senin iraden altındadır. O senin yerine düşünemez ya da seni uyaramaz. Klaksona basarsan bağırabilir, fakat göremez ve duyamaz; herhangi bir karar veremez. Seni gitmek istediğin yere güvenle götürebileceği gibi dosdoğru ve duygusuzca felaketin ortasına da taşıyabilir.“Ondan, örneğin kör bir virajda ya da bir yokuşun tepesinde sollama yapmak gibi tehlikeli bir şey yapmasını istersen itaat edecektir. Yoldaki uyarıları görmezden gelmesini istersen sana uyacaktır. Bu harika ve sihirli hizmetkâr, bir virajı dönerken ya da buzlu bir yolda senin yardımına bağımlıdır. Ona yardım etmezsen ya da ondan yapabileceklerinden fazlasını beklersen sana sırtını dönecektir ve delirmiş bir fil kadar tehlikeli olabilecektir.“Şimdi, yine, kendini koruman gerektiği denli taşıdığın kişileri de koruman senden beklenecektir ve bu noktada düşünce tarzını değiştirmen gerektiğini anlayacaksın. “Otomobilinde bir başkası daha olduğu anda sen bir lokomotifin sürücüsüyle, bir yolcu uçağının pilotuyla ya da bir geminin kaptanıyla aynı konumda olursun. Ve aynı zorunlulukları kabul etmelisin. Öteki insanlar kendi yaşamlarını sana teslim etmişlerdir.“Ve gelelim o zavallı, her türlü korumadan yoksun olarak yollarda yürüyen ve kendisini koruyacak çelikten bir kalkanı olmayan yayalara... Şimdi, kendi aracının sürücüsü olarak, bir kavşakta karşıya geçmek için beklerken sana yol vermeden akıp giden trafiğin sende yarattığı sıkıntıları ya da üstüne hızla gelen çılgın bir sürücünün seni dehşete düşürmesini anımsayacak mısın? Şimdi sen birkaç saniye içinde sıfırdan yüz kilometre hıza erişebilecek bir aracın dümenindeyken yürümekte olanların seninkinden farklı bir düşünce ritimleri ve hareket tarzları olduğunu anımsayacak mısın? Onlar düş kurarlar, yürürken kaygılarını ya da onları mutlu eden şeyleri düşünürler; düşüncelere dalmış olarak bakmadan kaldırımdan aşağı iniverirler. Refleksleri farklı farklıdır. Senin aracının tamponunun küçücük bir dokunuşu onları hastanelik edebileceğinden, onların güvenliğini onların yerine düşünmek sana kalmıştır.“Çocuklar söz konusu olduğunda yükün daha da ağırdır ve bunu kabul etmeye hazır olmalısın. Yeni yürümeye başlayan bir çocuk aniden ailesinin yanından kopup yolun ortasına koşabilir; daha büyükçe olanlar kaçan bir topu kovalıyor olabilir; yalpalayarak bisiklet sürenler de olabilir. Ben sana hiçbir kesin sürüş öğüdü vermedim; sana benim her zaman uyduğum tek bir kuralı söyleyeceğim: “Yakınlarda çocuk olan herhangi bir yerden geçerken ayağını gaz pedalının üstünden kaldırıp hafifçe fren pedalının üstüne koy. Durmak için gereken o bir an genç bir yaşamı kurtarabilir. “Bildiğimiz ama hep başkalarının başına gelir diye düşünüp üzerinde durmadığımız, tanımadığımız kişilerin öldürülmesi, sakat bırakılması, ailelerin çocuksuz ya da çocukların kimsesiz bırakılması, ölü, yaralı bedenlerin yol kenarlarına saçılması suçunun sorumluluğunu taşıyor olmalısın. Böyle bir felaket durumunda hiçbir sigorta parası durumu düzeltemez. Bunun sana olması ise asla gerekmez.“Tatil sonrasındaki gazetelerde çıkan savaş benzeri ölü ve yaralı listelerine karşın ömür boyu otomobil kullanıp da tamponu bile çizilmemiş olan binlerce sürücü de vardır. Onlar, hız sınırını aşmanın ya da tehlike ve uyarı işaretlerini görmezden gelmenin yolu yapmış olan mühendislerin, yolun güvenliğini test etmiş olan trafik uzmanlarının ve o yolun üzerinde insanların öldüğünü görmüş olan polisin düşünce ve değerlendirmelerini hiçe saymak olduğunu bilenlerdir.“Senin güvende olmanın en büyük garantisi yalnızca her an uyanık olup kendi yaptıklarına değil, aynı zamanda bulunduğun yolu paylaştığın araçlarla ilişkilerine ve öteki herkesin ne yaptığına konsantre olmaktır. Başka bir sürücünün ne yapacağını daha yapmadan anlayıp gerekli önlemleri almanı sağlayacak bir altıncı duyu bile geliştireceksin. Deneyimler sana yolun ilerisinde oluşacağını belli eden bir kazayı önceden anlayıp kazaya karışmaktan kurtulmak için neler yapman gerektiğini söyleyecektir. Öyleyse neden otomobil sürüyoruz ki? Neden bir otomobil sahibi olalım ki? Çünkü, senin de keşfedeceğin gibi, otomobil sürmek müthiş bir doyum, zevk ve özgürlük sunmaktadır. Gerçekten de şimdi senin ilk sürüşüne çıkmak üzere aracına binip, anahtarı çevirerek motorun titreşimlerini duyumsayarak vitesi geçirip, kendi geminin kaptanı olarak bilinmeyene doğru gideceğin o ilk, ama içinde gelecekte olacak pek çok heyecanı barındıran muhteşem an için sana imreniyorum. Ve bunun en önemli yanı bu heyecanın hiç azalmayacak olmasıdır; ben, çeyrek yüzyıldan fazla geçmiş olmasına karşın hâlâ o heyecanı taşıyorum. Bunun sana da uzun yıllar boyunca özgürlüğün mutluluk ve neşesini getirmesini diliyorum.Seni seven baban.” alıntıdır | |
|